Çemberin Dilinden

23 Kasım 2014   |   by   |   in category Görü-Yorum   |   with 0 and 0   |  
Home > Blog > Blog > Görü-Yorum > Çemberin Dilinden
Fotoğraf: Rena Effendi. Doğduğu Balakhani köyünün petrol alanlarında kendi yaptığı oyuncağıyla oynayan çocuk. Azerbaycan. 2003

Fotoğraf: Rena Effendi. Doğduğu Balakhani köyünün petrol alanlarında kendi yaptığı oyuncağıyla oynayan çocuk. Azerbaycan. 2003

”Merak etme, her şey yoluna girecek!”… Ne kadar da çok teselli etmişizdir arkadaşımızı, ne kadar da çok eli sırtımızda teselli edilmişizdir arkadaşımız tarafından. İkimiz de bilmişizdir ki sadece avutmak ve avutulmaktır yapılan dostluğumuz hatrına; çünkü çok iyi görmüşüz ki grilerin olmadığını, hayatta sadece siyah ya da sadece beyaz yok denmesine rağmen. “Ama” lı cümlelerin arkadaşlık adına kurulduğu gerçeğini görmezden geliyoruz. Hayatta griler kazanırmış ya! Siyah çok siyah, beyaz da çok beyaz olunca bir türlü kavuşamıyorlar nedense.

İlk bakışta Rena Effendi’nin fotoğrafında da ayrı kalmış bu iki sevgili; siyah yoksulluk ve beyaz zenginlik. Orta hallilikten eser yok. Çizgi çekilmiş varlıkla yokluk arasına. Sınırlar konulmuş mutluluk ile mutsuzluk arasına. Ya parmağını bile kıpırdatmadan hayattasın ya da tüm çabalarına rağmen yoksun. Yanıbaşındayken öteki o kadar uzak ki kovalasan da yakalayamazsın. O uçsuz bucaksız petrol alanları hep karşı taraftalar, sonu görülmeyen bir beyazlık. Up uzun elektrik direkleri yüksek sesle haykırıyor ulaşılmazlığını diğer dünyanın. Dikilmişler “daha beyaz, daha beyaz” kuyruğuna, doyumsuzca yutuyorlar karşı tarafın küçüklerini, küçüklerden biri olan o karşı taraflı küçüğü. Fotoğrafın kendisi dahil bu Effendi’nin şahit olduğu ve bizi şahit yaptığı oyun oynayan çocuğun hayatında her şey siyah, her şey boş. Siyahlık o kadar hakim ki kovsan bile gitmiyor. Kovalananın boşluğu alay ediyor çocuğun beyhude kovalamacısıyla sanki.

Sanki! Sadece sanki. Fotoğrafta çocuğun varlığı benim tüm zannettiklerimi yalanlıyor. Her şeye rağmen çocuk oyun oynuyor. Kimse inanmasa da çember inanıyor onun başaracağına, kurtulacağına, bu hiçliği aşacağına, bu boşluğu arkasında bırakacağına. “Herkese rağmen ben varım. O biliyor. Ben biliyorum.” diye haykırıyor koşan çocuk. Kovalanan çemberin boşluğu büyüklerle alay ediyor aslında:

”Bakın yüceliğinize rağmen kalakalmışsınız öyle, felç etmiş sizi açgözlülüğünüz, çabalamadan sadece talep ediyorsunuz, dileniyorsunuz. Bir de bu çocuğa bakın. Küçüklüğüne rağmen, sizin onun küçültmenize inat o koşuyor, o yaşıyor, o çabalıyor, o sizden medet ummuyor. O beni kovalarken sözde güçlü olan sizi kovalıyor aslında. Kaderiniz onun çubuğunun ucunda. Onun siyahlığını tehdit edip edememeniz çocuğun isteğine bağlı. Canı ne kadar çok sizle oyun oynamak isterse o kadar uzağa, o kadar dünyasının ardına iter siz ulaşılmazları. Koşarak arınıyor ettiğiniz kötülüklerden, iterek süpürüyor ektiğiniz sefilliği. Çocuğun dünyasına ve siz, cisimlerin dünyasına dışardan bakan çoktan notunu vermiş size. Yukarılardan her şeyi görmenize, her şeyi kontrol etmenize rağmen o miniğin üzerinde güçsüzsünüz. Çaresizlik elinizi donduruyor. Ne yapılabilir ki bir çocuğun naifliğine. Onun çocukça heyecanını satın alamıyorsunuz işte. Siz beyaz olduğunuzu zannediyorsunuz sadece. Benim boşluğuma rağmen, yarattığınız karamsarlığa rağmen koşmaktan vazgeçmeyerek bu çocuk bunu yalanlıyor, sizi etkisizleştiriyor, sizin size göre beyazlığınızı siyahlaştırıyor, sizce onun siyah olanını daha da beyaz yapmak için.”

Çemberi dinledim. Rena Effendi’nin eserine baktım. Çocuğun saflığını gördüm. Metal yığınının çaresizliğini hissettim. Siyahlarla beyazların yer değişmelerini tahayyül ettim. Kendime bir çember hediye etmeye karar verdim. Sen de kendine bir çember yap. Seni hep koşturacak olan bir çember. Gri boya da alacağım. Griye boyayacağım her şeyi, beyazın hatrına, kendi hatrıma, arkadaşlığımız hatrına, içimdeki çocuğun hatrına.

Add comment

Düğün Fotoğrafçısı Ankara | GUJJAR PHOTO ® 2013 - 2020 | Site Haritası | Facebook | Twitter | Instagram

Önceki yazıyı okuyun:
Sony A7 II
Sony A7 II Japonya’da Duyuruldu

Kapat