Asus PA279Q Monitör İncelemesi

Yaklaşık 2 aydır kullandığımız Asus PA279Q, LG’nin geliştirdiği 10-bit AH-IPS (Advanced High Performance IPS) panele sahip. Parlak olmayan (mat) paneli sayesinde yansıma ve lekelerden arınmış bu ekran, geniş gama sahip ve AdobeRGB’nin %99′una, sRGB’nin %100′üne hakim. ProArt (PA) serisindeki tüm monitörler gibi Asus PA279Q da fabrika ayarı olarak kalibre edilmiş şekilde satılmaktadır. Böylelikle Asus, renk kalibrasyonu ile uğraşmak istemeyen kullanıcılar için kutusundan çıkarıp kullanabilecekleri bir monitör sunmuş. Her monitör kendisine ait kalibrasyon raporu ile birlikte gelmektedir.

Asus PA279Q büyük bir kutu ve içerisinde her özelliği için ilgili içerik ve kablolar mevcut olarak evinize adeta taşınıyor. Kutu içeriğine şöyle bir bakacak olursak;

Monitör, geniş bir bağlantı desteği sunuyor; HDMI, Display Port girişi, Daisy-chain DisplayPort çıkışı ve dual-link DVI-D arabirimlerine sahip. Bunların yanında 7 adet USB 3.0 arabirimi (1 giriş 6 çıkış) de hazır bulunuyor. Bu arabirimlerden biri SuperSpeed Battery Charge özelliği sayesinde akıllı telefon benzeri cihazların standart USB 3.0 arabirimlerine oranla %40 daha hızlı şarj olmasını sağlıyor. Yine mönitörün yan tarafında bulunan “9′u 1 arada hafıza kartı okuyucu” sayesinde SD kartları kullanmak çok kolay. Arka tarafta bulunan 2 x 3 W gücündeki hoparlörlerin ise beklenmeyecek derecede kaliteli ses sunduğu da söylenebilir. Ayrıca alt kısmında erişmesi nispeten zor olan 3,5 mm’lik bir mini kulaklık jakı bulunmaktadır. DisplayPort çıkışı sayesinde ise ikinci bir monitör bağlantısı sağlaması diğer monitörlerde pek sık görmediğimiz özelliklerden biri…

ASUS Pa279Q’nun hitap ettiği kullanıcı profilinin fotoğraf/video düzenleyenler, tasarımcılar vb. olduğu düşünülürse inç başına düşen 109 (PPI) piksel ile 27 inç’te sağlanan 2560 x 1440 WQHD çözünürlük oldukça tatmin edici görünüyor. Piksel aralığı ise 0.233 mm. Burada 16:9 olan en-boy oranının 16:10 olmasını tercih ederdik. Önemli bir ayrıntı olarak hemen belirtelim; DVI ve DisplayPort arabirimi 2560 x 1440 piksel çözünürlüğü destekliyor ancak HDMI çıkışında bu çözünürlük Full HD (1920 x 1080) ile sınırlandırılmış. DisplayPort’u kullanabilmek için ise kaynağı elle seçmeniz gerektiğini sorun olarak değil bilinmesi gereken bir şey olarak vurgulayalım.

Sade ancak gelişmiş bir tasarıma sahip olan Asus PA279Q, -5 ile +20 dereceler arasında eğilebilen, ayrıca potrait-mode’a çevrilebilen (pivot) özelliği ile rahat bir kullanım sağlıyor. Son derece kullanışlı bir ayağa ve ergonomik bir yapıya sahip olan monitörde yükseklik ayarı ve döndürmeler serçe parmakla bile yapılabiliyor. Kabloları düzenlemek için bir adet de delik bulunmaktadır. İsteyenler için monitörün duvara monte edilebilme imkanı da sunulmuş.

Asus PA279Q en etkileyici performansını renk doğruluğunda gösteriyor. AdobeRGB ve sRGB renk uzayını birlikte bu derece iyi gösterebilen ender monitörlerden biri olarak dikkat çekiyor. 10-bit renk derinliği sunmasıyla renkler arası geçişin daha yumuşak olmasını sağlıyor ve aynı anda 1.07 Milyar (renk başına 10 bit) rengi görüntüleyebiliyor. Bu sayede yansıtılan renklerin gerçek hayattaki renklerden sapma değeri olan ∆E (Delta E) değerinin 2′den küçük olması sağlanmış ve yansıtılan renkler mükemmelliğe bir adım daha yaklaşmış. Bahsettiğimiz değerin insan gözünün ayırt edebileceğinin oldukça altında olduğunu ayrıca belirtelim. Monitörde 10-bitlik görüntü elde edebilmek için, 10-bit çıkış destekli bir grafik kartı ve yazılımın gerekliliğine vurgu yapmakta fayda var.

Kolay sRGB ve AdobeRGB modu değişimi sayesinde baskı ve web işleri arasında uğraşmadan geçiş yapabilirsiniz.

Profesyonel kullanıcılar QuickFit özelliğini ayrıca seveceklerdir. Basılan bir kısayol tuşuyla aktif edilen bu özellik sayesinde fotoğraf ve belgelerin gerçek boyutlarında gösterilmesi sağlanıyor. Yerleşim formatları doğrudan monitör üzerinde görülebilir ve kullanılabilir haldeler. Yine ekranın köşelerinde görselleri gerçek hayattaki ölçüler üzerinden görmenizi sağlayan cetveller mevcut.

Menü tuşları ve özellikle joystick’in, menü kullanımını çok kolaylaştırdığını belirtelim. Ayar yaparken zaman kaybı minimuma iniyor. Ona bir kez alıştıktan sonra da diğer monitörlerde neden yok diye sorgulamaya başlıyorsunuz. Bu arada menünün Türkçe dil gösterdiğini söylemeden geçmeyelim.

ASUS’un bu monitörü bir oyun monitörü olarak tasarlamadığını biliyoruz. Dolayısıyla 6ms’lik tepkime süresinin TN panellerin gerisinde kalmasını normal ve benzer amaçlı diğer monitörlere göre oldukça iyi olarak değerlendirebiliriz. Parlaklık değeri 350 cd/m², kontrast değeri ise 100,000,000:1 olan Asus PA279Q kullanıcılara 178 dereceye kadar görüş açısı sunuyor.

Tam özellikli üst seviye bir monitör olan Asus PA279Q’nin belki de tek olumsuz tarafı fiyatının yüksek olması. Malzeme kalitesi ve özellikle 10-bit renk derinliğine sahip IPS paneli bu fiyatın yüksek olmasının başlıca nedenlerinden. Benzerleri ile kıyaslandığında ise bu fiyatın makul olduğunu görebiliyorsunuz. Eğer tasarım, fotoğraf ve video düzenleme ile uğraşıyorsanız ve uzun süre kullanabileceğiniz bir monitör arıyorsanız Asus PA279Q’u değerlendirilecekler listenizde muhakkak bulunmalıdır.

Son olarak alternatif arayanların için Dell Ultrasharp serisindeki U27XX modellerine göz atmalarını tavsiye ederiz.

Asus ProArt PA279Q’nun Tüm teknik özellikleri